Bir çocuk için
27 yaş hayatın bütün özgürlüklerinin yaşanabileceği ve belki de olmak
istenilenin hayat bulabileceği bir yaştır. Biraz büyüyüp 20’li yaşlara
gelindiğinde ise artık tozpembe hayaller yerini yavaş yavaş gerçeklere bırakmıştır.
Bir kimlik savaşı olan, mesleki gelecek kaygıları oluşmaya başlamıştır. Hayat
hızla akmaktadır, eğlencesi de vardır ve yarınlar ümitlerle doludur. 20’li yaşların
başında düşünceler, 27’sine gelindiğinde nasıl olsa bütün o sınav telaşları
bitecek ve geliri yüksek bir meslek sahibi olarak mutlu mesut yaşanacağı
üzerinedir! Biraz daha ilerleyip 30’lu ve 40’lı yaşlara bakacak olursak 27 ne
güzel bir yaştır. Hiçbir şey için ne erken ne de geç bir yaş. Belki de yine
gelecek kaygıları ile anı yaşamayı unuttuğumuz bir yaş. Ama bazılarımız için 27
yaş ne geleceğin ortası ne de bugünün geçmişidir. 27 sadece yaşanılacağı umulan
bir hayatın, mezar taşına düşen son yılıdır.
Milyonları
etkilemiş ve hala da etkilemekte olan çeşitli türlerdeki müziklerin dehalarından
söz ediyorum. Hayata 27 yaşında gözlerini yummuş bu genç ama yaşlı ruhlardan. En
son bir İngiliz şarkıcı olan Amy Winehouse’ un da hayatını kaybetmesiyle, 27
yaş ölümleri dikkatleri daha da üzerine çekmiştir. Öyle ki sosyal medyada 27
yaş kurbanlarını tek bir çatı altında toplayan “Club 27” kavramı oluşmuştur. Cennetin
bir köşesinde en güzel müzikleriyle hayat bulan ölü müzisyenler kulübü.
Çok erken
yaşlarda profesyonel müzik hayatına atılan Amy Winehouse son albümü olan "Back
to Black" albümüyle 5 Grammy ödülünü almanın yanı sıra uluslararası bir
başarı da yakalamıştı. Geçtiğimiz Temmuz ayında Londra’daki evinde ölü olarak bulunmasının
ardından düzenlenen adli tıp soruşturmasında, kanında bulunan yüksek orandaki
alkol az çok tahmin ettiğimiz ölüm sebebini ortaya koyuyordu. Uyuşturucu ve
alkol bağımlılığı nedeniyle uzun süredir tedavi gören İngiliz soul ve caz
şarkıcısı belli ki bu savaşı kaybetmişti. Ölümünün öncesinde en son 20 Haziran
2011'de İstanbul'u da kapsayan Avrupa turnesini, Sırbistan'daki performansının
ardından iptal etmesi belki de bu hazin sonun belirtilerinden sadece biriydi.
27 yaş
kulübünün alkole yenilen en ağır taşlarından biri de Seattle’da doğan Amerikalı
gitarist Jimi Hendrix’ di. Yaşamı boyunca ve sonrasında yaptıklarıyla pek çok
gitariste ilham kaynağı olmayı başarabilmişti. Hatta 2003 yılında Rolling Stone
dergisi tarafından tüm zamanların en büyük gitaristi seçilmişti. Şu andaki
büyük gitar üreticilerinden biri olan Fender’ in Stratocaster modelini
kullanarak markaya kattığı değer ise tartışılmazdır. Ama alkol ve uyuşturucu bu
büyük gitaristi de kendi renkli dünyasına hapsedebilmişti. Yıllar geçip yaş 27’yi
gösterdiğinde büyük gitarist 18 Eylül 1970'te, Londra'daki bir otelin zemin
katında ölü bulundu. Raporlara göre ölüm nedeni yüksek alkol ve uyku haplarının
birlikte kullanılmasına bağlı olarak kusarak boğulmaydı.
Alkolün kanlı
ellerinin bizden çaldığı bir başka hayat da Jim Morrison‘dı. Melbourne,
Florida’da doğmuş ve ABD'li rock grubu The Doors`un vokali olan Jim Morrison
müzikle olan derin bağının yanında söz yazarı da olmasından dolayı, birkaç şiir
kitabı ve yazılı dokümanla birlikte, kısa film denemeleri de yapmıştır. Kendi
tabiriyle “Kertenkele Kral” 27 yaşında
Paris'teki bir apartman dairesinde küvette ölü bulundu. Raporlara göre aşırı
alkole bağlı kalp krizi sonucu öldü; ancak Fransız yasalarına göre ortada bir
suç unsuru bulunmadığından otopsi yapılmadı. Bu nedenle Kertenkele Kral’ın
ölümü üzerinde pek çok rivayetler mevcuttur.
Tabii ki bu
renkli müzik dünyasının tek aktörü alkol değildir. Uyuşturucu da yükselen
değerleri etkisi altına almayı başaran bir diğer yıkıcı güçtür.1960 ların en
önemli sanatçıları ve tüm zamanların en önemli kadın rock müzisyenleri arasında
gösterilen Teksas’da doğan Amerikalı şarkıcı Janis Joplin bunlardan biridir. Küçük bir kasaba
hayatından başlayıp, otostopla geldiği California Dreamin'da hippi hareketine
dahil olmasıyla sesi küçük kulüplerden büyük salonlara taştı. Ancak aşırı dozda
eroin, Los Angeles'taki bir otelde 27 yaşında hayatını elinden aldı.
Uyuşturucunun
27 yaşında kararttığı yaşamların örneklerini çoğaltmak mümkün. Hole grubunda
bas gitar çalan Kristen Pfaff; The Mars Volta’da ses teknisyeni ve vokal
operatörü Jeremy Michael Ward; American Head Charge da gitarist Bryan Ottoson;
İngiliz rock’n roll şarkıcısı Dickie Pride; The Drifters’ da solist Rudy Lewis;
Canned Heat’de gitar ve mızıka çalan Alan Wilson ve Uriah Heep’de bas gitar
çalan Gary Mervin Thain uyuşturucunun esiri olarak “Club 27” ye katılan diğer
müzik ilahlarıdır.
Tabii burada
ölüm sebebi olarak alkol ya da uyuşturucudan bahsettiğimizde bu ikisini ayrı
ayrı düşünmek pek mümkün olmuyor. Genel anlamda sadece adli tıp raporlarına
göre bir listeleme yapıyoruz ki bunlarda çoğu zaman şaibeler ve soru
işaretleriyle dolu oluyor. Ama bunların ötesinde intiharlar da “Clup 27”nin üye sayısını arttırdığı diğer
üzücü sebeplerden bir tanesidir.
Kurt Cobain, Seattle
doğumlu grunge müziğinin yapı taşlarından biri olan Nirvana grubunun solisti ve
gitaristiydi. 1991 yılında çıkardığı Nevermind albümü ile müzik dünyasında yeni
bir devrin kapılarını açtı. Billboard 200 number-one album listesinde Micheal
jackson'ın milyon dolarlık albümünü tahtından indirdi. Nirvana grubu ile
yaptığı albümleriyle birlikte gelen ve yükselen bu başarının yükü elbette ki
ağırdı. Kurt Cobain son hızla büyüyen kariyerini ve hayranlarını bırakarak 27
yaşında Seattle’daki evinin garajında av tüfeğiyle intihar etti.
27 yaşın
intihar dosyasında Kurt Cobain’nin yanında, 9. kattaki evinin camından
atlayarak intihar eden Rus gitarist ve şarkıcı Alexander Bashlachev yer alır.
Bunun yanında evinde ölü bulunan ama bıraktığı mektupla intihar şüphesi yaratan
Badfinger’da şarkı yazarı ve gitarist Pete Ham ve yaşamı boyunca sadece üç
albüm yapan ve çekingen yapısı nedeniyle turneye bile çıkmayı reddeden ve resmi
kayıtlara intihar diye düşen gitarist Nick Drake 27 lanetine tutulanlar
arasındadır.
“Clup 27” ye
kısmen kendi seçimi olmayıp biraz şansızlıkla giren kaza ve cinayet kurbanı
müzisyen dostlarımız da vardır. Kendi yüzme havuzunda ölü olarak bulunan Rolling
Stones’ da gitar ve mızıka çalan Brian Jones; motosiklet kazası yaparak
hayatını kaybeden Echo & the Bunnymen’de baterist olan Pete de Freitas ve araba kazaları kurbanları olarak da Big
Star’da şarkıcı ve gitarist Chris Bell; Amerikalı R&B şarkıcısı Jesse
Belvin; Minutemen’de gitar çalıp vokal yapan Dennes Dale Boon ve Jamaica’lı
reggae şarkıcısı Jacob Miller’ ı sayabiliriz. Amerikalı soul şarkıcı Linda
Jones bu listenin biraz dışında kalarak diyabet sonucu şeker komasına girerek
27 yaşında kulübe dâhil olmuştur.
Bu iç karartan
listemizin son ayağı olarak cinayetlere geliyoruz. Seattle’lı bir punk grubu
olan The Gits’de şarkıcı olan Mia Katherine Zapata ve Meksikalı şarkıcı Valentín
Elizalde’nin hunharca bir cinayet sonucu 27 yaşında hayatlarına son
verilmiştir. Amerikalı blues gitaristlerinden Robert Johnson “Clup 27” nin
belki de en eski üyelerinden sayılabilir. Ölümü üzerine çeşitli rivayetler söz
konusudur ama büyük gitaristin zehirlenerek öldürülmesi varılan görüşlerde ki ortak
noktadır.
Öyle ya da böyle bir şekilde dünyayı büyüsü altına
almış, müzikten bir gökkuşağı yaratarak hepimizi etkilemiş büyük müzisyenlerdi
onlar. Bazılarına göre erken yaşta aramızdan ayrılmaları isimlerini daha
değerli kıldı. Bazılarına göre de bu dünyaya verecek daha çok şeyleri vardı. 27
ölümleri sadece bu listeyle sınırlı değil elbette ve her geçen sene birileri
daha buraya adını yazdırıyor. Ümit edelim ki 27 bize sadece bir sayıyı değil; hak
edilen değeri, sahibini kaybetmeden verebilmeyi hatırlatsın.
Alp Özgirgin
Nden Nye Gezinti Mayıs Haziran 2012
0 yorum:
Yorum Gönder